Kalp Ameliyatınızı Ertelemeyin
Kalp damarları belli bir oranın üzerinde tıkanmış ve ameliyat gerektiriyorsa ertelemeyin. Minimal invaziv yani küçük kesi cerrahisi ile kalp ameliyatları sadece 4 santimlik bir kesi ile yapılabiliyor. Hastaların tek tek değerlendirilip ameliyat için en faydalı rotayı belirlemek oldukça önemli.
Kalp ameliyatlarında da uygulanan minimal invaziv yöntemi, kişinin üzerinden ameliyatın tüm yükünü alıyor. Minimal invaziv yöntemle yapılan ameliyattan sonra hastalar 4. günde taburcu olabiliyor ve 1 hafta içerisinde günlük rutinine dönebiliyor. Böylelikle da kariyeri veya özel planları sebebi ile ameliyatı erteleme durumu ortadan kalkmış oluyor.
Amaç Günü Kurtarmak Değil, Ömürlük İş Yapmak Olsun
Göğüs ağrısı, çabuk yorulma, merdiven çıkarken kola veya çeneye vuran ağrı gibi şikayetlerden sonra doktora gidildiğinde bazı tetkiklerden geçirilirsiniz. Öncelikle eko, efor, kan testi gibi az travmatik testler yapılır. Test sonuçları damar tıkanıklığını gösterir veya damar tıkanıklığından şüphelendirirse, kişiye anjiyo yapılması önerilir. Çünkü kalp anjiyosundan başka hiçbir test damarları göstermez.
Eğer kalbi besleyen damarlarda belli bir seviyenin üzerinde tıkanıklık varsa ilaçla tedavi edilmesi mümkün olmaz. Kişinin kalbine ya stent takılması ya da ameliyat yapılması gerekir. Bu aşamada hedeflediğimiz, günü kurtaracak değil, ömürlük iş yapacak bir tedavi planlamaktır. Bu nedenle ameliyat kararı kişiye özel verilmelidir.
Genellikle insanlar açık kalp ameliyatlarındaki kocaman yaradan, göğüs kemiğinin açılmasından korkmaktadır. Fakat kalp ameliyatları artık çok daha küçük kesilerle de yapılabiliyor. Minimal invaziv yöntem ile açık kalp ameliyatında yapılan işlemin aynısı yapılıyor. İşlem özel bir teknikle ve küçük bir kesiyle yapıldığı için ameliyatın yükünü kişinin üzerinden alıyor.
Minimal invaziv yöntem ile göğüs kemiği açılmadan, sol göğüs altından 4 santimlik bir kesi ile ameliyat gerçekleştirilir. Sadece tek damar hastalarına değil, kalbin ön duvarlarındaki bütün damarlara bu teknikle by-pass yapılabilir. Bu nedenle mutlaka anjiyoyu görüp ona göre karar vermek gerekmektedir. Ameliyat her zaman bu işte altın standarttır. Kalbim anjiyo ile açılabildiği kadar idare etsin, sonra ameliyat olurum gibi düşünceler yanlıştır. Anjiyo sonrası ameliyat kararı alındıysa ameliyat olmak en doğru karardır. Ameliyat olmadan önce klasik kalp ameliyatları dışında ne yapılabilir diye araştırmakta her zaman fayda vardır.
Minimal İnvaziv Kalp Cerrahisinin Avantajları
Minimal Invaziv Ameliyat Yükünü Azaltıyor
Klasik ameliyatta göğüs kemiği kesilir, by-pass yapılacak tüm damarlar hazırlanır, ardından kalp durdurulur ve duran kalbe by- pass yapıldıktan sonra kalp çalıştırılıp, göğüs kapatılır. Açık kalp ameliyatlarının kişiye uzun ve kısa dönem yükü vardır;
- Göğüs kemiğinin açılması sebebiyle hastanın vücudunda oldukça büyük bir ameliyat izi oluşmakta ve kişi hayatının geri kalan kısmını vücudundaki bu izle geçirmek zorunda kalmaktadır.
- Ameliyatta göğüs kemiği açıldığı için o kemiğin iyileşmesi zaman almakta, bazı kişilerde kemiğin kaynaması ile ilgili problemler çıkabilmektedir.
- Ameliyat yarası ne kadar büyükse enfeksiyon riski de o oranda artmaktadır.
- Göğüs kemiği ne kadar açılıp o kadar büyük bir travma olursa vücutta o kadar fazla kan kaybı olmakta, bunun sonucunda da kişiye ameliyattan sonra kan nakli yapmak gerekebilmektedir.
- Açık kalp ameliyatlarından sonra vücudun kendini toparlaması zaman alır. Minimal invaziv ile kalp ameliyatlarını çok daha küçük kesi ile yapıldığı için kısa sürede normal yaşama dönülebilmektedir.
Önemli olan hastanın ameliyattan alacağı faydanın tamamını almasıdır. Açık kalp ameliyatında ne yapılıyorsa, minimal invaziv teknikte de birebir aynısı yapılmaktadır. Açık ameliyatla minimal invaziv arasında hiçbir fark yoktur. Minimal invaziv yöntemin hastaya avantajı; ameliyatın uzun dönem faydalarının tamamından yararlanmasını sağlarken, aynı zamanda hastayı ameliyatın tüm yükünden kurtarmasıdır.
İman Tahtası Bütünlüğü Korunuyor
Kalp ameliyatı kararı alınan bazı hastalar “iman tahtama dokundurmam” diyerek göğüs kemiğinin açılmasını istememektedir. Minimal invaziv yöntemle yapılan ameliyatlarda göğüs kemiğine dokunulmamaktadır.
Prof.Dr. Barış ÇAYNAK’ın “iman tahtası koruyucu cerrahi” olarak adlandırdığı minimal invaziv yöntem ayrıca kadın hastalarda genellikle denize girerken veya dekolte giyerken vücutlarında iz görünmesini istemediklerinden bir tür bikini cerrahisi görevi görüyor. Çünkü ameliyat izi göğüs altında kalıyor ve dışardan fark edilmiyor.
Göğüs Duvarından Geçen Atardamar Kullanılmalı
Ameliyatlardaki en önemli nokta göğüs duvarından geçen atardamar ile by- pass yapmaktır.
Bacaktan alınan damarlara kıyasla çok daha dayanıklı olduğu ispatlanmış göğüs duvarı atardamarı, günümüzde bacak damarına tercih edilmektedir. Özellikle biden fazla damara by-pass yapılacaksa genelde bunu göğüs damarı ile yapmaya özen gösteriyoruz. Böylelikle ameliyat sonrası hasta, bacak damarı ile yapılan by-pass’a kıyasla daha uzun süre sağlıklı bir şekilde hayatına devam edebilmektedir.
Kalp Durmuyor, Risk Azalıyor
Açık kalp ameliyatları kalbi durdurarak veya kalp çalışırken sadece kalbin by- pass yapılacak yeri stabilize edilerek yapılabilir. Biz bu ameliyatları minimal invaziv yöntemle kalbi durdurmadan yapıyoruz. Bu nedenle kişi; kalp dolaşım aletine girmiyor ve oluşabilecek komplikasyonlardan arınmış oluyor.
Ameliyat minimal invaziv yöntemle yapıldığında hasta birinci günden itibaren çok hızlı toparlanıyor. Ameliyat küçük kesi ile yapıldığında kişi; açık ameliyat sonrası oluşan ağrı, halsizlik, yan yatamama, öksürmede güçlük, uzun süre araba kullanamama gibi sıkıntıları yaşamıyor.
1 Hafta Sonra İşe Dönebilirsiniz
Küçük kesi ile yapılan ameliyatın açık ameliyata göre bariz bir psikolojik üstünlüğü vardır. Hastalar daha çabuk işlerine dönebiliyorlar.
Açık by-pass ameliyatı olan kişilere birinci aydan itibaren işe dönebilecekleri söylense de çok az insan birinci ayda işe başlayabiliyor. Çünkü kişi kendini çok yıpranmış ve çok ağır bir ameliyattan çıkmış gibi hissediyor. Bu nedenle hasta ameliyattan sonra kendini rutin yaşama dönmeye bir türlü hazırlayamıyor. Kişi bu konuda çevresindekilerin tepkilerinden de çok fazla etkileniyor. Hastalar açık ameliyattan sonrası kendini eksik hissedebiliyor. Bundan 10 yıl önce by-pass ameliyatı olan bir hasta, sağlıklı olmasına rağmen hala hayatta birçok şeyden kendini mahrum bırakabiliyordu.
Minimal invaziv (küçük kesi) cerrahisini, bu operasyona uygun olan hastalara bu sebeple de öneriyoruz. Çünkü ameliyat sonrası birinci haftadan itibaren işlerine dönebilecek duruma gelebiliyorlar. Hastalar genellikle işleri, önemli toplantıları, projeleri veya ailevi durumları sebebiyle ameliyatı ertelemek istiyorlar. Fakat minimal invaziv ile yapılan ameliyattan sonra hastalar ameliyattan sonra 4. günde taburcu olabilmekte ve hasta 1 hafta içerisinde günlük rutinine dönebilmektedir.